Şah damarı yüzde 99 tıkalı hasta stentle kurtuldu, Prof. Dr. Can: 'Belki ertesi gün belki bir yıl içinde felç olacaktı'

67 yaşındaki Hayati Akbay, tıkanan şah damarına yapılan stent işlemiyle sağlığına kavuştu. Operasyona ilişkin konuşan Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, 'Anjiyografik görüntülememizde yüzde 98-99 tıkalıydı, başarılı bir şekilde işlem yaptık. Çok ciddi bir damar tıkanıklığı vardı, felç riski gerçekten yüksekti. Müdahale edilmezse belki ertesi gün felç olacaktı, belki bir yıl içinde' dedi.

67 yaşındaki Hayati Akbay, tıkanan şah damarına yapılan stent işlemiyle sağlığına kavuştu. Operasyona ilişkin konuşan Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, “Anjiyografik görüntülememizde yüzde 98-99 tıkalıydı, başarılı bir şekilde işlem yaptık. Çok ciddi bir damar tıkanıklığı vardı, felç riski gerçekten yüksekti. Müdahale edilmezse belki ertesi gün felç olacaktı, belki bir yıl içinde” dedi.

İstanbul’da yaşayan 67 yaşındaki mali müşavir Hayati Akbay, yaklaşık 3 yıl önce doktora gittiğinde halk arasında şah damarı olarak bilinen "karotis arter" damarında tıkanıklık olduğunu öğrendi. Çocukları da doktor olan Hayati Akbay, onların tavsiyesiyle Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelerek tetkikler yaptırdı. İncelemeler sonucu hastanın sol karotis arterindeki tıkanıklığın yüksek riskli bir pozisyonda olduğunu ifade eden Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Kardiyoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, stent işlemi yapılması gerektiğini belirtti. Operasyonun gerçekleşmemesi halinde hastanın 1 yıl içinde felç olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Can ve ekibi başarılı bir operasyonla hastaya stent taktı. Akbay, operasyonun ardından taburcu edilirken, şah damarı tıkanıklığının genellikle belirti vermeyen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Can, hastalığa ilişkin uyarılarda bulundu.

“Biraz daha devam etseydim, belki bir yerde kalabilirdim"

Operasyon sonrası yaşadığı rahatsızlıklarından kurtulduğunu ifade eden 67 yaşındaki mali müşavir Hayati Akbay, “3 yıl önce çok sıkıntım olmamasına rağmen bir tetkikte şah damarımın yüzde 70 kapalı olduğu söylendi. Kan sulandırıcı birtakım ilaçlarla geçebileceği, ilerlemeyeceği söylendi ama bundan 2 ay önce ciddi oranda sıkıntı yapmaya başladı. Yürüyüşümde, denge sağlayışta, uyumamda sonra tekrar bir tetkik yaptırmaya gittiğim zaman bu işin yüzde 90’a ulaştığı, acele etmem gerektiği söylendi. Öyle olunca çok çabuk bir arayışa girdik. Ekip çok iyi bir ekip, dolayısıyla çok başarılı bir operasyon geçti. Yürürken sürekli bir dengesizlik söz konusuydu, çok çabuk yoruluyordum. Mesela ofisimden 600-700 metre evimin arası orada bir defa dinlenmek zorunda kalıyordum. Ben kalbimden şüphelendim, tetkike girdim bir şey yok dediler, bu tespit oldu. Uyurken çok zorluk çekiyordum. Başımı yastığa koyduğum zaman bir de gece sessizliği olunca oda ötüyordu. Odanın içinde sanki bir uğultu vardı, oturarak durduğum zaman o kadar hissetmiyordum ama başımı yastığa koyduğum zaman çok kötü problem yaşadım. Doktorum stent taktı, operasyondan çıktıktan sonra çok rahattım. Ciddi anlamda iyiyim. Boyun bölgesinde olan her sese dikkat etmeleri lazım, boş vermemek lazım. Çünkü ben yüzde 90 kapalı bir damarla biraz daha devam etseydim belki bir yerde kalabilirdim. Çocuklarım tıpla ilgilenmemiş olsaydı belki ben de bu kadar ciddiye almış olmayabilirdim bu olayı, bu konuda insanları bilinçlendirmek için belirli programların olması lazım" şeklinde konuştu.

“Semptomsuz seyredip, hastaya bir inme dediğimiz felçle gelir"

Hastanın durumuna ilişkin bilgi veren Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, “Kardiyoloji, kliniğinde yapılması gereken tüm işlemleri kliniğimizde rahatlıkla yapmaktayız. Karotis arter hastalığı dediğimiz hasta grubunda bir hastaydı. Hastamızın bir sendeleme, denge problemi dediğimiz bir problemi vardı. Hastanın tansını koyup kendisine tedavi risklerini anlattık, başarılı bir şekilde işlem yaptık. Karotis arter hastalıkları genelde semptomsuz seyredip, hastaya bir inme dediğimiz felçle gelir. Felç gelmeden hastaya müdahale etmek önemlidir. Çoğunu biz acillerde felç durumunda görüyoruz, yatalak pozisyona geliyor. Riskli bir damar yapısı vardı, çok kıvrımlıydı, felç riski gerçekten yüksek" ifadelerini kullandı.

"Müdahale edilmezse belki ertesi gün felç olacaktı"

Hastaya işlem yapılmaması durumunda felç yaşama ihtimalinin çok yüksek olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, “Bu hastamızın çok ciddi bir damar tıkanıklığı vardı, bir yıl içinde yüksek oranda felç geçirerek karşımıza gelecekti. Şu hastaları tarayalım, karotis arter hastalığını bulalım herkese stent takalım gibi bir algı oluşmasın. Karotis arter hastalığı genellikle yaygın damar hastalığı olan, yüksek risk faktörü olanlarda, kontrolsüz diyabet olanlarda olan hastalık grupları. Genelde ya ameliyat olmaya giderken ya da kulakta çınlama, sendeleme ya da geçici felç olan hastalarda tespit edip öyle yakalayabiliyoruz. Ultrasonda tıkanıklık için yüzde 90 demişler ama bizim anjiyografik görüntülememizde yüzde 98-99. Beynin yarısını besleyen damar diyoruz buna, iki tane büyük damar var. İkisi de ağacın dalları gibi besliyor ama damar tıkandığı anda beyinde bir beslenme problemi oluyor. Müdahale edilmezse belki ertesi gün felç olacaktı, belki bir yıl içinde. Bunların büyük bir kısmı acil servislere veya hastanelere felç olarak başvuruyor. Bizim kliniğimiz gerçekten Avrupa Yakası’nın en iyi kliniklerinden biri durumuna geldi. Hastamızın anjiyografisinde sol karotis arterinde yüzde 98 darlık tespit ettik. Bu hastaların 1 yıl içinde felç geçirmesi yüzde 30-40 hatta 50’lere kadar varabiliyor" dedi.

Bakmadan Geçme