Tadım Rehberi Kadir Akkaya'dan Türk mutfağı yorumu

İngiltere'de yaşayan Türk Tadım Rehberi Kadir Akkaya, dünyanın en lezzetli mutfakları listesinde 17'nci sırada bulunan Türk mutfağının kendisi için daha üst sıralarda yer aldığını belirtti. Akkaya, 'Türkiye, en lezzetli dünya mutfakları listesinde üst sıralarda' dedi. Ayrıca, mutfak kültürünün daha çok tanıtılması gerektiğini belirten Akkaya, birçok konuya dair açıklamalar yaptı.

İngiltere’de yaşayan Türk Tadım Rehberi Kadir Akkaya, dünyanın en lezzetli mutfakları listesinde 17’nci sırada bulunan Türk mutfağının kendisi için daha üst sıralarda yer aldığını belirtti. Akkaya, “Türkiye, en lezzetli dünya mutfakları listesinde üst sıralarda” dedi. Ayrıca, mutfak kültürünün daha çok tanıtılması gerektiğini belirten Akkaya, birçok konuya dair açıklamalar yaptı.

İngiltere’de yaşayan ve dünyaca ünlü Le Cordon Bleu akademisinden aşçılık eğitimini alan Türk Tadım Rehberi Kadir Akkaya, kısa bir süre önce yayımlanan dünyanın en lezzetli mutfakları listesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Listenin çok tartışıldığını belirten Kadir Akkaya, Türk mutfağının geniş bir yelpazeye sahip olduğunu kaydetti. İnsanlara rehber olması için dünyadaki birçok ülkenin lezzetlerini tanıtmayı ve deneyimlerini paylaşmayı misyon edinen Akkaya, Türk mutfağının en lezzetli dünya mutfaklarından biri olduğunu savundu.

“Tanıtımını yapmadığımız kültürel değerler, başkaları tarafından bilinemez”

Kültürel değerlerin tanıtımının önemine vurgu yapan Akkaya, “Ben, insanlara rehber olabilmesi adına dünyadaki birçok ülkenin lezzetlerini tanıtmayı, farklı kültürlere gidemeyen insanlara restoranlarını anlatmayı ve deneyimlerimi paylaşmayı hedefliyorum. Hazırlanan interaktif haritaya bakıldığında eksiklerin olduğunu çok rahat görebilirsiniz. Örneğin Afyonkarahisar’a baktığınızda sadece ekmek kadayıfı var listede. Halbuki UNESCO tarafından da benimsenmiş ve Türkiye’nin gastronomi sıralamasında üçüncü ilimiz. Onlarca tescilli yöresel ürünü ve 600’e yakın yöresel yemeği var. Gaziantep ve Hatay gibi mutfaklarımızı saymıyorum bile. Memleketimizin her bir bölgesinde kendisine has ve insanların özellikle tatmak için gittikleri lezzetler var. Fakat şunu kendimize sormakta fayda var; biz bunları yeterince biliyor muyuz? Tanıtımını yapmadığımız kültürel değerlerimiz başkaları tarafından bilinemez” şeklinde konuştu.

“Türk mutfağının kebaptan fazlası olduğunu anlatmalıyız”

Kendisinin aslında yazılım alanında çalışmaya devam ettiğini ve bir yandan da Türkiye’de gelir beklentisi olmayan mobil uygulamalar ürettiğini aktaran “Şef Kado” lakaplı Kadir Akkaya, ülkemizde gastronomi turizmine daha fazla önem verilmesi gerektiğini ve tanıtımlara yoğunluk verilmesi gerektiğini vurguladı. Birçok ülkeye seyahat eden ve lezzet deneyimlerini kendi sosyal medya hesaplarında paylaşan Akkaya, “Diğer ülke mutfaklarının yaptığı gibi yabancı dillerde yemeklerimizin tarifi olmalı. Türk mutfağı denilince kebaptan fazlası olduğunu anlatmalıyız. Yurtdışında yaşayan biri olarak, kendi tecrübelerime dayanarak şunu diyebilirim ki; karşılaştığım Türk restoranlarının yüzde 99’u kebap ya da döner içerikli oluyor. Listede bizden önceki 16 ülkenin kültürünü tam olarak bilmediğim için profesyonel olarak doğru ya da yanlış demem doğru olmaz. Fakat hem bir keyifli lezzetler rehberi olarak hem de diğer 16 ülkenin çoğuna gitmiş biri olarak diyebilirim ki; Türkiye benim listemde çok daha üst sıralarda” ifadelerini kullandı.

“’Fine dining’ deneyimlerini ve lezzetlerini tanıtan Türkçe kaynak yok denecek derecede az”

Kendisinin maddi beklentiler karşılığında tanıtımlar yapmadan en doğru deneyimleri samimi ve eğlenceli bir şekilde yansıtmayı amaçladığını ve dünyaca ünlü Michelin yıldızlı restoranlardaki deneyimlerini Türkçe anlatan ilk gurme olduğunu kaydeden Akkaya, “Ben hiçbir zaman özel müşteri gibi bir yere gidip tanıtım yapmıyorum. Normal bir müşteri ile aynı hizmeti alıp kendi hesabımı öder ve çıkarım. Reklam amaçlı tanıtımlar yapmam. Gittiğim ülkelerde sadece yemek yemeyi değil gezi deneyimlerimi de ayrıca paylaşıyorum. Genel amacım; ‘keyifli deneyimler’ içeren bir ‘lezzet rehberi’ olmak. Aşçılık bilgisi olduğu için bir lezzeti tanıtırken nasıl hazırlandığı ve pişirildiği gibi teknik bilgileri de aktarıyorum. ‘Fine dining’ denen lüks yemek deneyimlerini ve lezzetlerini tanıtan Türkçe kaynak yok denecek derecede az. Özellikle Michelin yıldızlı restoranları ayrıntılı olarak inceleyen Türkçe bir kaynak hiç yok. Türkçe tanıtımlar yaparak bu mekanlara gidecek olanlara rehberlik etmiş oluyor. Gidemeyen ve merak eden insanlara da bir dünya açıyor. En önemlisi de dünyadaki trendleri takip edip kendisini geliştirmek isteyen Türk şefler için çok değerli bir kaynak oluyor. İnsanlar da artık gerçekçilik, samimiyet ve doğallık arıyor. Yeni yerler görmek, lezzetler keşfetmek ve bunların hissettirdiklerini duymak en çok aranan şeyler arasında” şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme