Ekonomide tehdit işe yarar mı?

Cumhurbaşkanı'nın esnafı-tüccarı, aracıyı tehdit eden sözleri sebzenin tohumdan tarlaya oradan sofraya kadarki serüveni, etmen ve süreçleri analiz etmeden tam olarak anlamlandırılamaz.

BAYRAM BAŞARAN >> EKO-ANALİZ
(AKAJANS) - .Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 29.01.2020’de yaptığı açıklamalarda esnafı-tüccarı aracıyı tehdit ediyor. ”Buradan esnaflara sesleniyorum eğer siz bu süreci böyle devam ettirecek olursanız çok ağır cezalar sizleri bulabilir. Lütfen yaptığınız işi hakkıyla yapın, vatandaşımıza zulmetmeyin…”

Bu çok önemli bir durum. Neden mi? Siyasetin yanlış politikalarının faturası esnafa tüccara kesilmiş oluyor, siyaset kendi hatalarının faturasını üstlenmiyor da ondan.

Sebzenin tohumdan tarlaya oradan sofraya kadarki serüveni

Hadi bir mini analiz yapalım.

Bir sebzenin tohumdan tarlaya, oradan market, manav ve pazara sofraya gelene kadarki serüveninin mini analizini yapalım. Detaya girersek buradaki sayfalara sığmaz.

Çiftçi tohum vermeyen hibrit tohuma mahkum edildi

Sebzenin tohumunu ithal ediyoruz. Dolar ve ya avro ile geliyor. Çiftçi bunu almak zorunda. (Mesela benim çocukluğumda İstanbul’un göbeğinde üretilen kabak domates vb sebzelerin, bir kısmı kurutulur, çekirdekleri tohum olarak kullanılırdı. Tohum maliyeti yok denecek kadar azdı. Ama nedense çiftçi tohum vermeyen hibrit tohuma mankum edildi. Ve ithalata mahkum olduk.)

Kredi üzerine kredi, vergi üzerine vergi

Sonra tarla kirası -veya sera kirası var. Traktör ile sürüm bedeli. Traktörü krediyle alınıyor faiz maliyeti var.

Tarla traktörle sürülürken mazot parası var. O da dövize endeskli, dolarla ithal ediliyor. Bunun da fiyatının yüzde 50’den fazlası vergi.

Gübre de yabancı tekellerin kontrolünde

Kullanılan kimyasal gübre petrol türevli olduğu için büyük bir kısmı ithal, içeride  üretilen gübrelerin de ham maddesi ithal ve yabancı tekellerin kontrolünde. Fiyatlar dövize ve tekellerin insafına bağlı…

Su temini için kullanılan elektrik fiyatları uçuk

“Su” da önemli bir girdi. Suyu çıkarmak için elektrik kallanacaksınız. Burada da elektirik fiyatları uçuk. ( Güneydoğu’nun en büyük derdi. Bir çiftçiye 150 bin  - bir başka çiftçiye 175 bin lira elektrik parası gelmiş. Nusaybin’den birçok çiftçi ekim yapamadı mesela.)

Yerli maliyet olan sadece çiftçinin emeği

Yerli maliyet olan nedir biliyor musunuz? Çiftçinin emeği.. Bu durumda çiftçi kazanamıyor. Maliyetleri şişiyor

Kusura bakmasın kimse çiftçiye kimse tek kelime edemez.

Şimdi sofraya gelişine bakalım….

Tarladan hale ürün mazotla taşınıyor. Nakliye çok önemli bir maliyet.  Sebzeler bir de soğutmalı sistemi olan tırlar ile taşınıyor. Mazot maliyetini düşünün (En büyük pay devletin aldığı vergi bir daha hatırlatayım.)

Bu maliyetler üzerinden hal tüccarı bir kar koyuyor. Ve ürün büyük şehirlerdeki hale naklediliyor. Burada bir taraftan mazot bir taraftan meşhur otoyol kazığı giriyor. Köprü maliyeti giriyor…

Hal tüccarı bir kar koyuyor. (Soğuk hava depolama maliyeti de cabası)

Oradan market manava gidiyor. Raf kirası personel maliyetleri…

Ve har kademede vergiiiii……

Önce siyasilerin kendilerinin oluşturduğu sıkıntıyı görecek… Devletteki har vurup harman savurmayı durdurmazsanız, pazarın aktörlerini de tehdit edemezsiniz..

Yabancı tekellerin yalnızca kendi ürünlerinin kullanılması için ilçelerde köylerde çiftçi dernekleri... ziraat mühendisleri var

Haaaaaa bunları nereden mi biliyorum? 1,5 sende 12 bin kilometreden fazla yol yapıp Edirne’den Mardin Nusaybin’e kadar yol yapıp çiftçilerle sohbet ettim. Dinledim misafirleri oldum.

 Daha yazacak çok şey var….Muhtemelen siyasilerin haberleri yoktur diye düşünüyorum, varsa durum daha da vahim. Türkiye’de yabancı tekellerin yalnızca kendi ürünlerinin kullanılması için ilçelerde köylerde çiftçi dernekleri… Ziraat mühendisleri var.

Acaba bunlar ne yapıyor tarımı nasıl baltalıyor, toprağı nasıl zehirliyor diye bilen soran var mı?

 

Bakmadan Geçme