- Haberler
- Gündem
- Türkeş'in doktoru Kaptanoğlu, 12 Eylül sonrası hastanedeki tutukluluk günlerini ve kaçırma planlarını İHA'ya anlattı
Türkeş'in doktoru Kaptanoğlu, 12 Eylül sonrası hastanedeki tutukluluk günlerini ve kaçırma planlarını İHA'ya anlattı
Alparslan Türkeş'in doktoru Selim Kaptanoğlu, merhum liderin 12 Eylül 1980 darbesi sonrası hastanede geçirdiği tutukluluk günlerini İHA'ya anlattı.
Alparslan Türkeş’in doktoru Selim Kaptanoğlu, merhum liderin 12 Eylül 1980 darbesi sonrası hastanede geçirdiği tutukluluk günlerini İHA’ya anlattı.
Kasapoğlu, Seyyid Ahmed Arvasi’nin de Türkeş’le yaklaşık 5-6 ay aynı hastanede kaldığını belirterek, “Seyyid Ahmed Arvasi müthiş vatansever. Etrafına da çok moral verirdi. Türkeş ve Arvasi çok samimi görüşürlerdi. Sürekli sohbet ederlerdi” dedi.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren önderliğinde 12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yönetime el koydu. Darbenin gerçekleşmesiyle birlikte dönemin siyasi liderleri Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş tutuklandı. Demirel ve Ecevit eşleriyle birlikte Hamzakoy’ a götürüldü. Erbakan ve Türkeş ise Uzunada’ya yerleştirildi. Türkeş daha sonra sağlık sorunları nedeniyle Ankara Mevki Hastanesi’ne sevk edildi. Tabip Binbaşı rütbesiyle Ankara Mevki Hastanesi Ortopedi Bölümü Şefliği görevine atanan Dr. Selim Kaptanoğlu,12 Eylül sonrası ‘Tutuklu’ servisinde şef oldu. Türkeş’le 18 yaşında tanıştığını ve kendisine hayran olduğunu ifade eden Kaptanoğlu, Türkeş’in Ankara Mevki Hastanesi’nde ki tutukluluk günlerini İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.
“Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ Paşa ‘Türkeş yatsın’ diye telefon açardı”
Kaptanoğlu, tutuklu servisinde şef olduktan 3 gün sonra Türkeş’in diş tedavisi için hastaneye yatırdığını belirterek, “Sürekli başhekimden baskı geliyor, ‘Taburcu edin. Çıkartın kardeşim, gitsin Mamak Cezaevi’nde yatsın burada yatmasın’ diye. Fakat tam taburcu edeceğiz dedikleri zaman Türkeş Bey’in damadı Hamit Bey’le beraber biz direkt Turgut Sunalp paşaya giderdik. Turgut Sunalp Paşa Türkeş Bey’in çok yakın arkadaşı, dostuydu. O da akrabası olan dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ Paşa’ya söylerdi. Üruğ Paşa da ‘Türkeş yatsın’ diye telefon açardı. Yoksa benim tek başıma Türkeş’i yatırmam mümkün değil ama yukarıdan da o şekilde Necdet Paşa’nın yardımını alırdık” diye konuştu.
“’Hapishanede ve hastanede yatamaz’ raporu veren 13 doktor arasından 4-5 tanesi aşırı militan solcuydu”
Türkeş’in tutuklu olarak kalmasın razı olmadıklarını ve cezaevinden kaçırmaya kalkıştıklarını hatırlatan Kaptanoğlu, “Hastanenin camlarını kestik. Helikopter ayarladık. Kıbrıs’a kaçıracaktık. Oradan Mısır’a gidecektik. Bir sürü çalışmalar yapıldı ama Türkeş Bey son anda vazgeçti ‘Gitmemize gerek yok. Hapishaneler, hastaneler vatan topraklarıdır. Gerekirse burada ölelim, razıyım ben’ diye. Türkeş, Cezaevinde çok büyük ve sürekli eziyet gördü. Aradan 5 yıl geçti bir türlü tahliye olmuyor biz de başka türlü tahliye edelim dedik. En sonunda Ankara Mevki Hastanesi’ndeki doktor arkadaşların heyet raporuyla ‘Hapishanede ve hastanede yatamaz’ diye rapor verdik. O raporla Türkeş öğleden sonra tahliye oldu. İşin güzel tarafı şu; raporu veren 13 doktor arasından 4-5 tanesi aşırı militan solcuydu” ifadelerini kullandı.
“Gelen ziyaretçileri Türkeş’le orada gizli gizli görüştürürdük”
Ülkücü lider Alparslan Türkeş’in hastanede tutuklu kaldığı dönemde her sabah 06.00’da kalktığını vurgulayan Kaptanoğlu, “Ben ona özel bir oda yaptırmıştım. Oda da televizyon vardı. Ayrıca benim odamın karşısında bir tane de banyo ve tuvalet vardı. Orayı Türkeş Bey için ayırmıştım. Gelen ziyaretçileri orada gizli gizli görüştürürdük. Türkeş Bey’in yattığı 3,5 yıllık süre zarfında bütün ülkücülerle biz orada temasını sağladık. İlk yaptığı iş abdestini alır, sabah namazını kılar ve 2 saat Kuran okurdu. Öğlene kadar tarihi kitaplar okurdu. Öğleden sonra da ekonomi okurdu. Rahmetli okumayı seven bir insandı. Kafa olarak sürekli geliştirirdi kendisini” dedi.
“Seyyid Ahmed Arvasi, etrafına çok moral verirdi”
Kasapoğlu, Seyyid Ahmed Arvasi’nin de Türkeş’le yaklaşık 5-6 ay aynı hastanede kaldığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“Seyyid Ahmed Arvasi müthiş vatansever. Benim zaten hemşerim, yakından tanıyorum kendisini. Mükemmel bir insandı. Hiçbir gün moralini bozmadı. Bazı hastalar idam haberlerini aldığı zaman oturup ağlıyordu. Yatanlardan 178 kişi hakkında savcılık idam kararı istedi. Tunç Soyer’in babası Nurettin Soyer, başsavcıydı. Bir kısmı üzüntüsünden neredeyse yıkılacaktı. Seyyid Ahmed Arvasi ‘Sakin olun, itidalli olun’ derdi. Etrafına da çok moral verirdi. Türkeş ve Arvasi çok samimi görüşürlerdi. Sürekli sohbet ederlerdi.”