Üreticilerden 'sürdürülebilir ve doğru tarım uygulamalarına ağırlık verilmeli' çağrısı
Üreticiler, yanlış tarım uygulamalarının toprağın yapısal ve fiziki kimyasal özelliklerine zarar verdiğine dikkat çekerek, buğdayın geleceği için sürdürülebilir ve doğru tarım uygulamalarına ağırlık verilmesi çağrısında bulundu.
Üreticiler, yanlış tarım uygulamalarının toprağın yapısal ve fiziki kimyasal özelliklerine zarar verdiğine dikkat çekerek, buğdayın geleceği için sürdürülebilir ve doğru tarım uygulamalarına ağırlık verilmesi çağrısında bulundu.
Pandemi, savaşlar, küresel ısınma sonucu ortaya çıkan kuraklık ve yağışlardaki dengesizlik dünyada tarım ve gıda güvenliği sorunlarının geri dönülemez hale gelmesine neden oluyor. Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı Emin Duru, 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü nedeniyle sürdürülebilir ve doğru tarım uygulamalarına ağırlık verilmesi çağrısında bulundu.
'Sürdürülebilir tarımı desteklemek şart'
Kıraç arazi yapısına uygun buğday yetiştirmenin önemine işaret eden Yönetim Kurulu Başkanı Duru, çiftçilerin aşırı sulama, ürün yetiştirme şekli, anız yakma gibi yanlış tarım uygulamalarının da toprağın yapısal ve fiziki kimyasal özelliklerine zarar verdiğine dikkat çekti. Duru, bütün bu nedenler göz önünde bulundurulduğunda kurak arazi yapısına, kıraç arazilere uygun ürünler yetiştirilmesinin zorunlu hale geldiğini ekledi. Duru, 'Eğer sürdürülebilir bir tarım hedefliyorsak tarım yapılan arazilerde telafi edilemez değişiklikleri önlemeliyiz. Sürdürülebilir tarımı destekleyerek, doğal yaşama katkı sunmalı, ekilebilir alanlarımızı daha iyi değerlendirmek ve besin değeri yüksek daha fazla ürün elde etmek zorundayız. Türk bulgurunu dünyaya tanıtma misyonunu sahipleniyoruz. Bulgur ve bakliyat ürünleri en yoğun talep gören gıdaların başında geliyor. Bulgur üretim kapasitemiz günlük 400 tonu aştı. 2022 yılında ihracat pazarlarında daha da güçlenerek, ülke ekonomisine katkıda bulunmak üzere üretim, yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz' diye konuştu.
'Bulgur üretimi modern ve otomasyona dayalı olmalı'
Paketli bulgurun yüzde 80'ini ihraç ettiklerini söyleyen Duru, 'Bildiğiniz gibi Anadolu, bulgurun tüm dünyada anavatanı olarak kabul edilir. Bizim topraklarımızda yeşermiş böylesi bir zenginliği, dünyaya anlatma sorumluluğunu üzerimizde hissediyoruz. Bulgur üretiminin daha modern ve otomasyona dayalı olması için sürekli geliştirme çalışmaları yapıyoruz' dedi.
Üniversite-Sanayi iş birliği dahilinde Türkiye'nin kıraç arazilerinde daha yüksek verimli ve hastalıklara dayanıklı buğday türü üretimi için önemli bir proje yürütüldüğünü söyleyen Duru, 'Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi ile Duru Bulgur, Anadolu'da yüzlerce yıldır ekilen fakat sertifikalı olmadığı için son yıllarda ekiminden vazgeçilen yerli buğday çeşitlerini koruma altına aldı. Bu projelerimizle Türkiye'de buğday üretimindeki verimliliğin arttırılmasına büyük katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Ayrıca çevre dostu güneş enerjisi paneli yatırımımızı da tamamladık. 2022 yılı sonu elektrik tüketimimizin yüzde 85'ini güneş panellerinden üretmeyi öngörüyoruz. Yapılacak bu çalışma ile yıllık 3 bin 270 ton karbon salınımının önüne geçip yaklaşık 54 bin ağacın kesilmesine de engel olacak, çevreye katkıda bulunacağız' dedi.